LÜKS KÖLELİK

İlim ve irfandan yoksun olan, elinde güç varsa, herkesin emrine amade olmasını ister. Birde, teknolojik imkânlara sahip, Allah’a (c.c) ve Hazreti Peygamber Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) inanmayan, İslam’dan da nefret eden birinin veya birilerinin elinde ise güç siz düşünün!

   Milletimize, bu güne değin, batı dünyasından, batıldan başka bir şey gelmemiştir. Türk Ulus’u olarak, zaten, bizim dostumuz yoktu. Milletimiz, Rabbimizin indinde geçerli, Hak din İslam’la tanışıp, Müslüman olunca, Dünyanın uç bölgelerinde yaşayanlar dahi düşman oldu.

   Bin yıl önce devraldığı İslam sancağını layıkıyla taşıdı. Dini Mübin’i İslam’ın uğrunda, nice devletleri, hatta imparatorlukları fethetti. Asırlar boyunca da fethettiği yerlerde İslam adına hükmetti. Günümüzde de, gücü yettiğince de sancağı taşımaya devam ediyor ve devam edecekte...

   Teknolojik imkânlara, milletimizden önce ulaşan, Din’i Mübin’i İslam’ın ve aziz Türk milletinin, düşmanı olan şer güçler boş durur mu? Elbette boş durmadı, durmayacakta.

   Televizyon ve sinema ile başlatılan kültürel yozlaştırma çabaları, yirmi birinci yüzyılın başından itibaren, yerini önce internet ortamından bilgisayarlara, şimdilerde ise yerini çoktan cep telefonlarına devretti.

   Bir devletin geleceği, iyi yetiştirilmiş nesillerle ayakta kalır. Neslini yetiştirmekte zafiyet gösteren devletler yıkılmaya, yok olmaya veya başka milletlerin idaresinde yaşamaya mahkûm olurlar.

   Aileler, bu gün, çocuklarını eğitemez, öğretemez hale dönüştü. İslami melekelerden habersiz, ahlak olgusundan yoksun, eğitimsiz cahil bir nesil geliyor. Anne, baba olarak, eğitimciler olarak, devlet olarak; fütursuzca, denetimsiz, gayesiz yetişen çocuklarımıza sahip çıkalım. Yarın bile çok geç olabilir. Bizi, sefil hale düşürmek isteyen şer güçleri engellemek bizim görevimiz. Geçlerimize enjekte edilen deizm (Bir yaratan vardır, peygamberler yoktur) inancı, ateizm (Allaha ve peygamberlere inanmamak), nihilizm (her şey değersizdir. Ahiret ve hesap yoktur) inancının pençesinden, nesillerimizi muhafaza edip, düşmanlara yem olmaktan kurtarmamız lazım.

   Devletimizin ve Milletimizin daim olmasını istiyorsak dikkatli olmak zorundayız. Yoksa, yarın, din uğuna, vatan uğruna, bayrak uğruna çaba sarf eden kimse kalmayacak. Bütün kutsal değerlerimiz terk edilip, ayaklar altına düşerse, tarih sahnesinden silinenler gibi olmamız uzak değil. Elimizin içindeki telefonlarla, kâfirlere, lüks kölelik yapmaktan vaz geçelim. Zararlı yayınları, ya kontrol edelim, ya da engelleyelim, bu gün hala imkânımız varken.

    

Ali KORKMAZ