Fatıma’tüz Zehra

Fatıma’tüz Zehra

Kızların makûs talihi, sen doğunca değişmişti

Baban omzunda taşıdı kureyşliler delirmişti

Henüz Peygamber olmadan O, doğrusunu bilmişti

Kızları öldürenleri gönlünden atıp silmişti

Cehaletin son asrında gaddarlık töre olmuştu

Mazlumlar zulüm görürken, zaman adeta durmuştu

Muhammed’e vahiy geldi, insanlar deva bulmuştu

Allah indinde din İslam, Kur’an reçete sunmuştu

Çocuklarını çok seven, Resululllahın kızısın

Üzüldüğünü görürse onun kalbinde sızısın

Hatice’nin son evladı kaderindeki yazısın

Ehli beytin Fatıma’sı, dualarda niyazısın

Çile çektiğin Mekke’den Medine’ye hicret yaptın

Yüzünü puta dönmeden, Rahman ve Rahim’e taptın

Muhammedin ahlakıyla yetişen nurlu ashaptın

Ali ile nikâhlandın, hayatta Alicenaptın

Küçük yaşta öksüz kaldın, ümmü ebiha lakabın

Baban kurdu yuvanızı, babana açıktı bab’ın

Yürüyüşün ve konuşman, tıpkı baban, bu adabın

Muhammed üzgünse şayet, dinmedi hiç ıstırabın

Hasan’ın ve Hüseyin’in, ehli beytin annesisin

Ümmü Gülsüm ve Zeynep’in, soluduğu nefesisin

Ali, evine gelince huzur duyduğu sesisin

Resulü Ekrem efendim, dört torunun dedesisin

Muhammedin Zehra’sıydın, sanki Ay parçası yüzün

Baban, Betül’üm dedikçe olurdu gecen gündüzün

Ailenle iç içeyken, bereketli her gün, güz’ün

Atası vefat edince, Fatıma’ya çöktü hüzün

Neşeli hayat yok artık, göçtü âlemlere rahmet

Fatıma’nın hayatında yaşadığı her gün zahmet

Ümmetinde hasret sana göreceği yer kıyamet

Şefaat et ya Muhammed, Rabbimiz etsin merhamet

Baban Muhammed’den sonra, beş ay, on beş gün yaşadın

Ümmetin kalbinde sevgin, dillerde söylenir adın

Baban hayatta değildi dünyada kalmadı tadın

Ehli beyt emanet bize sen sonsuzluğu anımsadın

Hanımların liderisin sultanısın ahirette

Mü’mineler sana tabi, baki yurdumuz cennette

Namazı vaktinde kıldın, emir herkese ayette

Annemsin iki alemde, şekkim yok samimiyette…

Ali KORKMAZ