Bir nur olarak doğdun kapkaranlık dünyaya Şehirlerin anası o an da döndü aya
Bir nur olarak doğdun kapkaranlık dünyaya
Şehirlerin anası o an da döndü aya
Türlü türlü olaylar gece zuhur eyledi
Zulüm gören insanlar bu müjdeyi bekledi
Tan yeri parıldayan güneş gibi ışığın
Ya Muhammed Mustafa ümmet senin aşığın
Âmine anne üzgün selam verdi Halime
Çocuklarla büyüsün beni bilsin sütanne
Son Resul Medine’de fakat kimse bakmadı
Zerre miktarı dahi gözlerden yaş akmadı
Âmine sabreyledi goncam büyüsün diye
Halime dört yıl baktı getirdi Amineye
Nübüvvet yaklaştıkça arttı inkârın dozu
Ahlaksızlık bir eğlence küfrün eldeki kozu
Babasıydı Abdullah Âmineydi annesi
İkisi de göç etti aldı onu dedesi
İki yıl bakabildi torunu goncasına
Ölene dek devretti Ahmet’i amcasına
Ebu Talip korudu büyüttü yeğenini
Hatice’yle evlendi kalp buldu sevenini
Tüccar olmuştu amma güneş artık doğacak
Ağlayan mazlumlara şefkati dokunacak
Geldi işte peygamber hırada Muhammed’sin
Mustafa’sın gönüle hem Ahmet hem rahmetsin
Çocuklar verdi Allah, ebul Kâsım olmuştu
Saadet haneleri pür neşeyle dolmuştu
Erkek evlatlar göçtü kızlar ona armağan
Kadere boyun eğdi ölecek mutlak doğan
Karanlıklara ışık sen kalplere şifasın
Puta tapan beyinler bunu nasıl anlasın
Tekbir getiren dile katlanamaz ki kâfir
Kullara bir elçisin ki son nebiyyül ahir
Müşrik olanlar azdı garipler iman etti
Zenginler inanmadı önünde küfrün setti
Medine gelsin diye her gün çağırıyordu
Hem Kâbe hem de Mekke sel gibi ağlıyordu
Sonsuz nuru bekledi uyku yoktu Ensar’da
Çölleri aştı vardı Ebu Eyyub Ensar’da
Peygamber baş ustası mescit inşa yapıldı
Kalplerde nurdan saray artık Hakka tapıldı
Son Resul cihat dedi müminler düştü aşka
Mekke dostla buluştu Kâbe aşktan telaşta
Yaptı veda haccını farzı eyledi eda
Vefakâr dost dönüşte Beytullah’a son veda
Yaradan’a kavuştu vefat etti peygamber
Sahabeyi kapladı derin üzüntü keder
Kıyamete dek hasret artık ümmetin sana
Yaşarsın kalbimizde ismini ana ana