Necati Doğanç yazdı..

Toplumsal yaşamda halk inanışlarının önemli bir yeri vardır.İnsanoğlu tarih sahnesinde yer almaya başladığından beri hep bir şeylere inanma gereksinimi duymuştur.

Bu inancın temelini ilahi dinler oluşturmuştur.Süreç içesinde dinlerin hükümleri ve öğretileri dışında inançlar oluşmuştur.Dini kurallar gibi kesin hükümler içermeyen halk inançları tarihsel süreç içersinde değişiklikler göstererek geçmişten günümüze varlıklarını sürdürmüşlerdir.

İnanç sözcüğü oldukça geniş bir anlam ifade eder.İdeolojiler,dünyevi kutsallar,doğa üstü inanmalar,batıl inançlar,gelenekler,efsaneler,din ve halk hekimliği gibi kavramların bütünüdür.

Kimi zaman bir beklentinin,şükür etmenin ortaya çıkmasıdır.Kısaca tarihsel süreç içersinde toplumsal yaşanmışlıkların özeti gibidir.

Gökırmak’ın ikiye böldüğü vadi boyunca nehre eşlik eden Taşköprü şehri,bağrında ortaya çıktığı verimli toprakların sonucu olarak farklı uygarlık ve toplumların tarihsel derinlik içersinde mirasının toplamı gibidir.

Antik dönemlerde Pafloganya bölgesindeki Pompeipolis kentinin kurulduğu yer olarak dikkati çeken Taşköprü,Osmanlı döneminde bilim insanları Taşköprülüzadelerin memleketi,günümüzde ise sarımsağı,eşsiz gastronomisi ve antik mirası ile şöhret bulmuştur.

Kastamonu 12.yy sonları ve 13.yy başlarında yoğun Türkmen göçüne maruz kalmıştır.Bundan dolayı Kastamonu Türkmen’lerin başkenti olarak anılmıştır.Taşköprü’nünde bu Türkmen göçleri sırasında kurulduğu bilinmektedir.

Türk’ler Anadoluya geldikleri zaman kalabalık bir nüfus ile karşılaşmadıkları ve onlarla karışmadıkları görülür.Dikkatle izlenecek olursa Taşköprü’müzün de içinde olduğu bu coğrafya tarih boyunca ve günümüzde Türk nüfusunun en yoğun olduğu bölgelerden biridir.

Türk kültürünün varoluşundan bu tarafa oluşup günümüze kadar ulaşan inançlar Taşköprü’müzde de varlıklarını sürdürmektedirler.

-Nazarla ilgili inançlar,

-Doğum ve doğumla ilgili inançlar,

-Ölüm ve ölümle ilgili inançlar

Yaygın Olan İnançlar;

Gece tırnak kesmek iyi olmadığına,

Kulak çınlaması,hıçkırık tutması birileri tarafından anıldığına,

Kirpik yada göz kapağının  seyrimesi hayra alamet sayılmadığına,

Akşamdan sonra ocaktaki külün karıştırılmasının dışarı kül atılmasının iyi karşılanmadığına,

Türbelerde ki ağaçların kesilmesi yakılması hoş karşılanmaz felaket getireceğine,

Gök yüzünde herkesin bir yıldızı olduğuna, yıldız kaydığı zaman birilerinin öleceğine,

Baykuş ötmesi veya köpek uluması olursa,o evden ölü çıkacağına,

Kedi ön ayakları ile başını sıvazlarsa misafir geleceğine ,

Sofrada kaşığın yada ekmeğin elinden düşerse aç misafir geleceğine ,

Gece sakız çiğnenirse ölü eti çiğnendiğine ,

Sacda pişen ilk ekmeği yiyenin eşinin öleceğine,

Misafir veya ev halkında birinin yolculuğa uğurlanırken arkasından su dökülürse rahat yolculuk yapacağına,

Sağ el kaşındığı zaman para geleceğine ,sol el kaşındığında para çıkacağına,

Akşamdan sonra başka bir eve maya verilmesi doğru değildir.Evin kısmetinin dışarı gideceğine,

Akşamdan sonra  evin içinde görülen böceklerin öldürülmesinin uğursuzluk getireceğine,

Bacakların arasından çocukların geçmesi iyi karşılanmaz ,boylarının kısa kalacağına,

Başa veya üstüne kuş pislemesinin şans getireceğine,

Herhangi bir işe başlanırken,iş üzerine gelen hamarat ise yapılacak işin çabuk biteceğine,tembel biriyse işin bitmesinin gecikeceğine ,

Yüklü arabaların önünden geçilirse arabanın devrileceğine ,

Boyu çok uzayanların kafasına arife günü fırın küreğiyle vurulursa boyunun uzamasının duracağına,

Cuma günleri namazdan çıkana kadar iş görmenin günah olacağına,inanılır

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, sonuç olarak halk inanç ve uygulamaların dinlerin ve yaşam içinde süregelen birikimlerin bir uzantısı olarak günümüze kadar geldiği görülmektedir.

Şimdilik kısaca anlatmaya çalıştığım belli başlıklarla sunduğum bu kültürel zenginliğimizi

ileri ki yazılarımda biraz daha geniş anlatmaya çalışacağım.

Anadolu inançları,Anadolu’nun kendi tarih akışı içinde ,yansıyan bir kimliği,kişiliğidir.

Halk inançları temelinde insanların mutluluğu ve huzuru için yapıla gelen bir kültür zenginliğimizdir.

Sağlıkla kalın.

Necati DOĞANÇ