Atatürk’ün Taşköprü’ye gelişi ile ilgili anı:

Ben de size Atatürk’e ait bir anımı anlatmak istiyorum.Bir ilkokul öğrencisinin hafızasına yerleşmiş,aradan uzun yıllar geçmesine rağmen yitirilmemiş bir anı diyor Muzaffer GÖKMAN.

Ailesinin bir ucu Taşköprü’de olduğundan okul tatilini geçirmek için gittiğim bu şirin kasabada,ben de Gazi’yi bekleyenler arasında bulunuyordum diye başlamış anlatmaya;

29 Ağustos 1925 sıcak bir gün.Taşköprü’ye adını veren köprüyü Kaymakamlık binasına bağlayan bir kilometreden uzun cadde halılarla kaplı.

Her yirmi metrede bir,bir sanat kolu adına kurulmuş ,defne dalları ve halılarla süslenmiş taklar.Diplerinde her biri bir birinden iri ,kınalı kurdelalı koçlar.

Taşköprü üç günden beri “Gazi’sini” bekliyor.Günlerce uzak köylerden gelen köylü vatandaşlar,günlerdir kahvelerde,cami avlularında gün ve saat sayıyorlar,Gazi geldi geliyor.

Saat üçe geliyor.Irmağın karşı kıyısındaki tepede bulunan kasabanın biricik topu,ateş etmeye başladı.Kafile Kastamonu yolunda görülmüş.Beyaz toz bulutu gittikçe yaklaştı yaklaştı…

Yolun iki yanındaki insanlar sıkışıyor.Biraz daha iyi görebilme isteğiyle,sıralarda dalgalanmalar var,Gazi Paşa geliyor.Köprüden doğru bir grup göründü.Nefeslerimizi kesiyoruz.Küçük kardeşim bacaklarıma sarılmış,beni kucağına al diye yalvarıyor.

Keten elbise,yakası açık bir gömlek,elinde panama şapkasıyla ATATÜRK

Gazi’yi mareşal üniformasıyla,belki de Acem resimlerindeki gibi bekleyen,upuzun bir kılıç ve parlayan nişanlar arayan halkın üzerinde bu giyinişin soğuk bir duş etkisi yaptığı görülüyor.

Çehrelerde,resimlerde ki Gazi’yi görememek kaygusu okunuyor.El çırpmak için kalkan kollar devam edemiyor.Kafilenin arkasında yürüyen Vali Fatin Bey,halkı alkışa çağırıyor.

Sıralara,konuşmak üzere ilerleyen Gazi’nin önünde hemen açılar oluyor.

Herkeste bir şaşkınlık var.Kafile Kaymakamlığa giriyor.

Bekleyenler dağılmıyorlar.Koca kalpağı,çizmeleri,göğsünde madalyaları,yerde sürüyen kılıcıyla bekledikleri Gazi’lerini,şimdi daha iyi görmek için bekliyorlar.

Altıbuçuk sularında Gazi Paşa önde,aynı kafile geri dönüyor.İlk şaşkınlık hemen kaybolmuştur.Alkış sesleri daha fazla işitiliyor.

Arabalar bir birini takip ediyor.O’nun geceyi Taşköprü’de geçirmesini, bekleyen halk,kendisini öksüz hissediyor.

Gece …Taşköprü’nün terzileri hiç durmadan çalıştılar.Kepenkleri indirilmiş terzi dükkanlarından,durmadan makine sesleri geliyor.Sabahleyin Taşköprü’yü bir süpriz bekliyor.

Cumartesi sabahı kalkanlar,bütün memurların,münevverlerin,delikanlıların başlarında,bir gecede dikilen keten veya patiskadan şapka benzerlerini görüyorlar.

Biz çocuklara çarçabuk patiskadan şapkalar dikiliyor.Madem ki Gazi Paşa böyle istemiş,     bir sebebi vardır…deniliyor.

AtatürkAtatürk ile Türk devrimlerini,Türk ulusunu bir birinden ayırmak mümkün değil ki.

 

Kaynak:Kitap Belleten dergisi yıl;1sayı:1 Atatürk ve Devrimleri Özel Sayısı 1 Kasım 1960

             Muzaffer Gökman  Bayazıt Kütüphanesi Müdürü

                                  Necati DOĞANÇ