Mustafa Necati Bey’in Kastamonu’da ki Çalışmaları adlı eserden yaşanmış bir hikaye; Görev dışında meskûn maha...

Mustafa Necati Bey’in Kastamonu’da ki Çalışmaları adlı eserden yaşanmış bir hikaye;

Görev dışında meskûn mahalde silah atmak her zaman yasaktır ve cezayı gerektirir. Kastamonu’da  Havali Kumandanı olan Muhittin Paşa’nın Adana’ya tayin edilmesinden sonra,Kolordu muhafız takımının da   onun peşinden Adana’ya gitmesi için emir gelmişti.Elli kişiden oluşan muhafız takımı akrabaları ve arkadaşlarıyla vedalaştıktan sonra  başlarında takım kumandanı Nurettin(Peker)Bey olmak üzere yola çıkmışlardı.

Şehirden çıkmadan aşka gelen askerler silah atmışlardı.Bu olay üzerine Fırka Kumandanı Osman Bey’in emriyle Muhafız takımının hepsi tutuklanır.Yirmi üç gün kadar Kışlada hapis yatarlar.

Tahkikat bitince askerler İstiklal Mahkemesi’ne çıkarılır.Mustafa Necati Bey sorgulamalarını yapar; niçin silah attıklarını sorar ve bunun suç olduğunu söyler.Takım Kumandanı Nurettin Bey suçunu kabul ederek fişekleri ödeyeceğini ve affedilmesini ister.

dönerek Mustafa Necati Bey sol taraftaki çavuşlara:

-Siz çavuşsunuz,niye hissiyatınıza hakim olamadınız? Siz atınca elbette askerler de atmıştır,diye onlara çıkışır.

Bunun üzerine Germeçli Rüstem Çavuş söz ister ve:

-Reis Bey,afedersin,insan bir kere coştu mu hissiyatın çavuşu,paşası olmuyor.Cepheye gidiyorduk;

coştuk,canımız feda olsun.İşte hissiyatım coştu da bu nişanları Çanakkale’de aldım,ne yapayım, hemşerilerim silahla uğurlayınca hissiyatım kabardı,silahla karşılık verdik.Türk’ümüzün adeti der .

Taşköprü’lü Hüseyin Çavuş ise:

-Reis Bey,iki kardeşim şehit oldu.Düşman toprağımıza girdi.Şimdi de ben şehit olmaya gidiyorum.Hemşerilerim âdete uyarak silahla uğurladılar,ben de şehit kardeşlerimi hatırladım,

kendimden geçtim.Ruhlarına selâm olsun,işte geliyorum diye silah attım.Affınızı dilerim,demiştir.

Bu iki çavuşun verdiği cevaplar Mustafa Necati Bey’i duygulandırmış,öteki askerlere soru sormaya gerek duymadan Nurettin Bey’e dönerek:

-Kardeşim kim olursa olsun şehir içinde silah atamaz.Sen kumandanlarısın,önceden tedbir almalıydın,askeri bir suç işlenmiştir.Son müdafanız nedir? Diye sormuştur.

Nurettin Bey katıldığı savaşları,yaptığı hizmetleri anlatmış silah atmanın Milli geleneğimiz olduğunu söyleyerek kendisini savunmuştur.

Bu esnada halktan ağlayanlar olmuş ve Mustafa Necati Bey’in gözleri yaşarmıştır.O ayağa kalkarak

mahkemenin kararını açıklamış;milli geleneklerden kaynaklanan bu olayı suç görmekle beraber,

askerlerin tutuklu kaldıkları süreyi cezaya sayarak onları serbest bırakmıştır.Bu esnada dinleyicilerden birisi kararı alkışlamıştır.Bunun üzerine Mustafa Necati Bey:

-Efendiler! İstiklal Mahkemelerinde kararı alkışlamak ananesi yoktur.Burası tiyatro değildir,diyerek alkış yapan kişiyi nezarete koydurmuştur.İşin garibi bu kişi Nurettin Bey’in yakın arkadaşıdır.Bu sefer kendisi,onu kurtarmak için ricaya gider.Mustafa Necati Bey,gülerek şöyle der;

-Bu da mı Milli geleneğe uyarak alkışladı?

Milli mes’eleler konusunda son derece hassas olan Mustafa Necati Bey,bu olayda da aynı yüksek duygularla hareket etmiştir.

Ruhları şâd olsun.Minnettarız.

Kaynak:Mustafa Necati Bey’in Kastamonu’daki Çalışmaları/Mustafa ESKİ