Taşköprü’nün Huzursuz Zamanları 2: Celali Hadiseleri

Celali Hadiseleri

Celali İsyanları Osmanlı İdaresinden memnun olmayan guruplar ve çoğunlukla da Türkmen yerleşik nüfusun yönetimin baskı ve yanlış uygulamalarına karşı başlattığı isyanlardır. Devletin başını bir hayli ağrıtan bu isyanların Celali isyanı adıyla anılmasının sebebi XVI. yy. başlarında ayaklanan Bozoklu Şeyh Celal’in isyanıdır.

Daha suhte’lerin (medrese öğrencileri) isyan hareketleri tam olarak kontrol altına alınamamışken bu kez de neredeyse tüm Anadolu’yu kapsayan Celali İsyanları başlamıştır. Bu isyanlar nedeniyle Kastamonu vilayeti de bir hayli etkilenmiş ve sorun yaşamıştır.

Şehirde gayri ahlaki ve gayri kanuni hareketlerde büyük bir artış olmuştur. Ancak biz burada sadece Taşköprü’yü etkilediği tarihi belgelerle sabit olan olaylardan kısa bilgiler aktarmaya çalışacağız.

 

Yıl 1601-1603. Yularkastı İsyanı Vakası.

III. Mehmed’in padişahlığının (1595 – 1603) son dönemlerinde 1600 yılının başlarında Osmanlı’nın başını en fazla ağrıtan, birkaç kenti ele geçirip hükümdarlığını ilan eden meşhur eşkıya Karayazıcı’nın ölümünden sonra yerine kardeşi Deli Hasan geçer. Onun adamlarından birisi olan Yularkastı isimli bir Celali de Kastamonu bölgesinde de terör estirir, yağma ve talan yapar. Kastamonu’yu birkaç kez ateşe verir.

1601-1603 yılları arasında Sinop – Çerkeş – Kastamonu ve Taşköprü’de mütemadiyen yağma yapar ve çeşitli tahribatlar yapar. Kastamonu Sancağı uzun süre bu eşkıyanın baskı ve kontrolu altında kalır. Yularkastı o kadar güçlenmiştir ki, halkın yardımına ve bölgede tekrar devlet otoritesini sağlamak üzere gönderilen Osmanlı Devleti kuvvetlerini de birkaç kez yenilgiye uğratır.

Çaresiz kalan Osmanlı, en sonunda Yularkastı’yı Kastamonu’ya Sancak Beyi atayarak sorunu çözeceğini sanır. Fakat Yularkastı eşkıyası bu atama nedeniyle eline geçirdiği yetkiyle halka daha fazla baskı yapmaya, kafasına göre vergi toplamaya başlar.

Yularkastı’nın yanında Çelebi Bey denilen meşhur bir adamı daha vardır. Birlikte baskı ve zulümlerini daha da arttırmışlardır. Sonunda Osmanlı devleti Yeniçeri Mehmet komutasında yeni bir askeri birlik görevlendirerek sorunu çözmek için bölgeye gönderir.

Buna dair verilen fermanda “zuhur eden eşkıya ve ehl-i fesadı hüsnü tedbir ve tedarikle ele getirip marifet-i şer-i şerifle haklarından gelmesi” istenmişti.

(75 nolu Mühimme defterinden aktaran Âdem Keleş)

Ayrıca Ankara’dan da kalabalık bir levent kitlesiyle başka bir askeri birlik daha bölgeye gönderilir.Ancak sözüm ona halkı Yularkastı’nın zulmünden kurtarmak için gönderilen bu kapıkulu askerleri de bölgede yağmalarda bulunur.

Bu durum halkın devlet görevlilerine karşı da tavır almasına sebep olur.

Bu döneme ait memurların yaptığı zalimlikler ve hak ettikleri cezalar dair çok sayıda ferman Kastamonu’ya ulaşınca halk musalla taşlarının etrafında ve meydanlarda toplanarak kadı ve sancakbeyi gibi görevlileri de davet ederek, bundan sonra her türlü sorunu/davayı kendi aralarında görecekleri tehdidinde bulunurlar. Bu konuda Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinde çok sayıda belge mevcuttur.

 

Sonunda III.Murad döneminden beri tanınan meşhur yiğitbaşılarından Taşköprülü Urgancıoğlu Pehlivan Mehmet bunlara karşı halkla birlikte mücadele etmeye başlar ve bunu da önemli ölçüde de başarır. Kastamonu Sinop arasındaki bölgede kasaba ve köyleri yağmalayan, yakan ve talan eden bu eşkıyalık olayları da nihayet son bulur.

Eşkıyanın defedilmesi ve bölgede huzurun sağlanması için görevli olan yerel idarecilerin ve sipahilerin bizzat kendisinin eşkıyalık yaparak halka zulmetmesi sorunu aslında bir hayli yaygındır.

Nitekim bölgede sağladığı başarısı nedeniyle Taşköprülü Urgancıoğlu Pehlivan Mehmet’e yeni bir görev daha verilir. 4 Aralık 1604 ve 18 Şubat 1605 tarihli arşiv kayıtlarına göre Tosya’da Korucu Mustafa ile birlikte Tosya bölgesindeki çetecilik ve eşkıyalık hareketlerini defetmesi istenir.

Çünkü İstanbul’a Sadaret (Başbakanlık) makamına Tosya’da görevli Sipahi Topuzbüyük’ün kardeşi Muslu, emmioğlu Mehmet, Kanlı Velioğlu ve Kara Himmet’le birlikte eşkıyalık edip, halka zulmettikleri, yiyecek ve hayvanlarını aldıkları, köylere hane başına yüz veya iki yüz kuruş vergi saldıkları, hanelere tecavüz ettikleri yolunda çok sayıda şikâyet ulaşmıştır.

Ayrıca Kapıcı Şaban’ın kethüdası kadı Mustafa’nın da iki yüzden fazla atlı ve sekban eşkıyası ile bölgedeki Müslüman halkın erzaklarını yağmaladığın şikâyet edilmiştir.

 

İşte bu Celali isyancılarını ve yağma olaylarına karışan Yeniçeri askerlerini bölgeden uzaklaştıran Taşköprülü Urgancı Mehmet Pehlivan hakkında üzerine gittiği Yeniçeri askerleri şikayetçi olup görevden aldırmaya çalışmışlarsa da bunda başarılı olamazlar. Konu uzun ama biz burada yazımızı sadece Taşköprü ile sınırlamaya çalıştığımız için kısa kesmek zorundayım. (Kastamonu’da Eşkiyalık. Sayfa 48-49-50)

 

Aynı dönem: 1603 1605 arası Kalıpçıoğlu Vakası:

Tam tarih belirtilmemekle beraber aynı dönemde Kastamonu ve Taşköprü bölgesinde eşkıyalık eden Celalilerden bir diğerinin de Çelebi Kadı’nın kethüdası Kalıpçıoğlu isimli isyancı olduğu arşiv kayıtlarında mevcuttur. Onun da mal ve eşya gasp ederek halka baskı ve zulüm yaptığı bildirilmektedir. (79 Nolu Mühimme Defteri / Kastamonu’da Eşkiyalık. Sayfa 51)

 

79 Nolu Mühimme Defteri. * Hüküm No 185: Kastamonu Sancağında, Taşköprü’de olup eşkıya define memur olan Pehlivan oğlu Korucu (Muhafız) Mehmed’e hüküm: Adı geçen vilayetin ahalisi padişaha (yüce makama, saraya) imzalı dilekçe gönderip senin için dindar ve mütedeyyin ve yararlı işler yapan, bu vilayette eşkıya ve fesadın hakkından gelen … (devamı yok. Sadeleştirme tarafımdan yapılmıştır.)

Bilgi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı bölümünde Yüksek Lisans Tezi olarak Selçuk Demir tarafından hazırlanan çalışmadan alınmıştır. Bu çalışmanın Kastamonu ile ilgili bölümleri daha önce gazetemizde 4 Ekim 2024 tarihinde yayınlanan “Tarihimizden… Sultan I. Ahmet Döneminde (1603-1617) Kastamonu’da Yaşanan Huzursuzluklar: (75 Nolu Mühimme Defterinde Kastamonu’da Yaşanan Eşkiyalık Meseleleri Hakkındaki Hükümler)” başlıklı köşe yazımda sizlere aktarmıştım.

Tarihimizden… Sultan I. Ahmet Döneminde (1603-1617) Kastamonu’da Yaşanan Huzursuzluklar

 

*75 Nolu Mühimme Defteri Sultan 1.Ahmed dönemine denk gelen olayları, alınan kararları içerir. 1.Ahmed 14 yaşında tahta geçmiş ve 14 yıl padişahlık yapmıştır. Doğumu: 1590, Tahta Çıkışı 1603, Ölümü 1617.

 

Devam edecek…