Anıt Ağaç demek tanım olarak fiziksel özellikleri veya tarihi ve kültürel açıdan taşıdıkları önem sebebiyle kendi türündeki diğer ağaçlardan ayrılan ağaç demektir.
Anıt ağaçlar şan, güç, zenginlik ve ululuğun sembolü olarak kabul edilegelmiş, mitolojik öykülere ve destanlara konu olmuştur. Yer aldıkları bölgenin turizm faaliyetlerini güçlendirme potansiyeli bakımından da önemli kabul edilirler.
Bu konuda Türk Standartları Enstitüsü'nün hazırladığı "Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardına göre “Geçmiş ile günümüz, günümüz ile gelecek arasında köprü kurabilecek denli uzun doğal ömre sahip olan ağaçlardan yaş, gövde çapı, tepe çapı ve boy bakımından kendi türünün alışılagelmiş ölçülerinin çok üzerindeki boyutlara ulaşan; ya da yöre tarihinde, mistik kültüründe ve folklorunda özel yeri bulunan ağaçlar” şeklinde tanımlanırlar.
Birçok ülkede birer doğa yapıtı olarak korunurlar. Burada iki önemli husus öne çıkmaktadır.
Birincisi; Bir ağacın çapı ve boyu, onu anıtlaştırmak için yeterli değildir. Anıt ağacın doğal ömrünün mutlaka "nesiller arasında bağ kurabilecek" uzunlukta olması gerekir.
İkincisi ise; Bir ağaç, fiziksel boyutlar yönünden olağanüstü sayılmasa da bulunduğu yörenin kültüründe olumlu ya da olumsuz, gerçek ya da hayal ürünü, mistik ya da folklorik bir öyküye sahip ise, veya yörenin tarihindeki kimi olaylar ile özdeşleşmiş ve onlara tanıklık etmiş ise anıt ağaç olarak kabul edilir.
Cami, mescit ve türbe avlularında karşılaşılan devasa çamlar, çınarlar, serviler ve ıhlamurlar, bu mistik kültür nedeniyle birer doğal miras niteliği kazanmış sayılırlar.
Her ülkede önceden belirlenmiş bazı kriterlere sahip ağaçlar, oranın yetkili makamları tarafından anıt ağaç olarak tespit edilir ve tescillenir.
Türkiye'de anıt ağaçların tespiti 10 Eylül 2020 tarihinde yürürlüğe giren 110 sayılı Sayılı Tabiat Varlığı Olarak Belirlenecek Anıt Ağaçların Tespitine İlişkin İlke Kararına göre yapılmaktadır. Anıt ağaçları koruma görevi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise anıt ağaçları üç grupta inceler.
1- Kültürel anıt ağaçlar: Yörenin kültüründe olumlu ya da olumsuz, gerçek ya da hayal ürünü, mistik ya da folklorik bir öyküsü olan veya ulusal tarihî olaylar ile özdeşleşmiş, onlara tanıklık etmiş ağaçlardır.
2- Boyutsal anıt ağaçlar: Boy, yaş, gövde ve tepe tacı gibi boyutsal özellikleri bakımından bulundukları yerde kendi türündeki ağaçların alışılagelmiş ölçülerinin çok üzerindeki boyutlara ulaşan, en az yüz yaşında ve doğal ömre sahip ağaçlardır.
3-Görsel anıt ağaçlar: Şamdan, çatal, yatay, kıvrık ve farklı gövde kaynaşması gibi değişik görsel özellikleri olan, doğal görünümden önemli ölçüde sapma gösteren ağaçlardır.
Anıt ağaç statüsünde olduğu tespit edilen ağaçlar için bazı özel bakım çalışmaları yapılır ve onlara zarar veren eylemler için cezai yaptırımlar uygulanır.
Bu kadar tanımlama ve genel bilgilendirmeden sonra gelelim talebimize:
Kastamonu Taşköprü Tokaş Köyümüz Merkez Mahallesi, Yukarı Tokaş’ta türbe ve tarihi mezarlık bölgesinde bulunan Karaçam’ın ANIT AĞAÇ olarak tescillenmesi gerekmektedir. Yukarıda saydığımız özelliklere uygun olduğunu düşündüğümüz bu ağaç için konu ile ilgili olarak mevzuat açısından yerinde bir tespit yapılmalıdır.
Tabi bunun için önce yetkili makamlara Köyümüz Muhtarlığı tarafından resmi bir müracaat yapılmalıdır. Bu ise sözlü taleplerle değil yazılı olarak kayıt alınan bir işlem olmalıdır. Müracaat Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kastamonu İl Müdürlüğü nezdinde takip edilmelidir. Talep işleme alındığında ve incelemeye değer bulunduğunda ağacımızın bu kriterleri taşıdığını, yeterli puanı mutlaka toplayacağını düşünüyorum.
Ağacın cinsi, yaşı, gövde çapı, tepe çapı ve yüksekliği ve benzeri bilgiler ise daha önce Orman İşletme Şefliğinden veya varsa bu konuda yetkin Orman Mühendisleri tarafından tespiti yaptırılabilir.
TÜRBE ÇAMI’NIN TARİHSEL MİSYONU HAKKINDA:
1- Bu ağaç köyümüzün tarihi mezarlığında bulunmaktadır.
2- Köyümüzün tarihi Çobanoğulları beyliğinin ilk kuruluş yıllarına yani 12-13.yy’a dayanmaktadır. Çünkü tarihi kayıtlarda o dönemde köyümüzde Çobanoğulları beyi Muzaffereddin Yavlak Aslan’ın hocası Şeyh Selehaddin Efendi (1217 Horasan - 1290 Tokaş) tarafından burada bir Zaviye kurulduğu bilinmektedir. Ve bu Zaviye Osmanlı Salnamelerinin pek çoğunda dahi yer almaktadır.
3- Muzafereddin Yavlak Aslan’ın o dönemde Selçuklu Sultanlık tahtı için yapılan mücadelede taraf olması nedeniyle Taşköprü yakınlarında yapılan savaşı kaybetmesi nedeniyle Sinop’a gitmek üzere yaralı olarak geri çekilirken Tokaş köyüne geldiğini ve burada kendisini takip eden Candaroğulları destekli Selçuklu güçleri tarafından öldürüldüğünü birçok tarihçi yazmaktadır.
4- Muzafereddin Yavlak Aslan’ın mezarının nerede olduğu(*) tarihçiler arasında her ne kadar tartışmalı ise de Tokaş Köyü tarihi açısından yaralı olarak geri çekilirken hocası başında olduğu Zaviye’ye sığındığı konusunda bir tartışma yoktur.
5- Öte yandan bu mezarlıkta yine Yavlak Aslan’ın hocası Şeyh Selehaddin Efendi (1217 Horasan - 1290 Tokaş) ile yakın koruma ekibinden ve aile yakınlarından bazı kimselerin yattığına dair bilgiler mevcuttur. Bunlardan biri de Çobanoğulları Beyliğinin kurucusu Hüsameddin Çoban Beyin torunu ve zaviyenin koruyucusu Şeyh Hüsameddin Bey’e (1240 – 1311 Tokaş)aittir.
6- Bütün bunların ötesinde köyümüz Muzaffereddin Yavlak Aslan’ın anısına sahip çıkmış ve tarihsel süreç içerisinde onun adına her yıl Ağustos ayının başlarında çok sayıda kurban bağışı da yapılarak ve yemekli olarak TÜRBE MEVLİDİ yapılmaya başlanmıştır. İlk ne zaman başladığı konusunda kesin bir bilgi olmasa da bu gelenek yüz yıllarca devam aksatılmadan devam ettirilmiştir. Köylünün buna çok önem verdiğini tarihsel bir kültür mirası olarak biliyoruz. Tüm köylünün güz hasadını bitirmesi, buğdayını ambarına taşıması, hayvanlar için samanını, otunu samanlığına depolaması nedeniyle bir nevi hasat töreni ya da şükür töreni gibi saygıyla bunu yaptığını, eğer türbe mevlidi yapılmazsa köyde kıtlık ve kuraklık olacağına dair yaygın bir inancının var olduğu da bilinmektedir.
7- 2000’li yıllardan sonra aralıklarla yapılsa ve pandemi nedeniyle kesintiye uğrasa da 2024 yılında yeni Kurulan TOKAŞ KÖYLERİ DERNEĞİ organizasyonuyla yeniden yapılmış ve Taşköprü Kaymakamı da bu etkinliğe katılmıştır.
Bu bilgiler ışığında başta Köyümüz Muhtarlığı ve Köy Derneğimiz olmak üzere tüm köylülerimizin bu talebe sahip çıkacağı düşüncesiyle sevgi ve saygılarımla.
Yunus TÜRKÖLMEZ.
#ANITAĞAÇ
#TOKAŞKÖYÜTÜRBEÇAMI